Bir varmış, bir yokmuş bundan çok uzak olmayan bir zamanda birbirini çok seven bir karı koca varmış. Bu karı koca bir çocukları olsun istemişler ve adını Kerem koymaya karar vermişler. Aradan biraz zaman geçmiş, Kerem dünyaya gelmiş. Doktor Kerem'i annesinin kucağına verdiği an, annesi Kerem'e aşık olmuş, çünkü Kerem'in boncuk boncuk bakan kocaman gözleri varmış. Annesi Kerem'i yerlere göklere koyamamış, kimselere emanet edememiş. Her şeyi geride bırakmış, söylenenlere kulaklarını kapatmış ve Kerem'i kendisi büyütmeye başlamış. Kerem'i yatırmış kaldırmış, yedirmiş içirmiş, öpmüş kucaklamış, sarmış mıncıklamış, bazen yorgunluktan kızmış ağlamış, derken Kerem büyümüş ve kreşe başlamış. Kerem'in kreşindeki bir etkinlik annenin farklı dünyanın kapısını açmasına vesile olmuş. Okumuş dokumuş, çizmiş silmiş, dikmiş sökmüş....derkeeen anne tam bir şeylere adım atacakken Kerem'in bir kardeşi olmuş, adı da Utku konmuş, doktor Utku'yu annesinin kucağına verdiği an annesi Utku'ya da aşık olmuş, çünkü onun da boncuk boncuk bakan kocaman gözleri varmış. Anne yine kendi planlarını ertelemiş., her şeyi geride bırakmış, kulaklarını söylenenlere kapatmış, bu sefer de Utku'yu büyütmeye başlamış. Utku'yu yatırmış kaldırmış, yedirmiş içirmiş, öpmüş kucaklamış, sarmış mıncıklamış, bazen yorgunluktan kızmış ağlamış, derken Kerem büyümüş ve kreşe başlamış. Anne Utku'yu kreşe bırakmış, kendisi de arkasına bakmadan oradan uzaklaşmış. Anne artık kararlıymış, bir daha doktorun kucağına minicik bir şey bırakmasına izin vermeyecekmiş. Anne çalışmış, çalışmış ve en sonunda dört yıldır planladığı şeyi hayata geçirmiş. Ortaya çıkan şey tabiki çocuklarla ilgiliymiş çünkü annenin hayatının akışını çcuklar değiştirmiş. Anne Kerem'den "K" yı, Utku'dan "U" yu almış ve Little Ku'yu yaratmış. İşte Little Ku böyle doğmuş.